19 Aralık 2016 Pazartesi

Şimdi!

Şimdi bu gelmediğin yere seni ilk gördüğüm andaki heyecanlarımı,sana bakarkanki telaşlı yanlarımı,kusursuz bakışlarını gömüyorum.
Öldüğünden değil,gelmediğinden değil,bittiğinden de değil.Hiçbiri değil..

Vazgeçtiğimden!

Gelmeyecek birini bile bekler insan bazı bazı.Ama senin uçsuz bucaksız uçurumların var,yolların kapalı..Senin bekleyenin umuduna kurşunların var.

Şimdi bu gelmediğin yere gökyüzünden kopardığım iki yıldızı gömüyorum.
Biri senin diğeri benim için.
Biri kırılan hayallerimin güz yaprakları gibi solarken baharda açabilmesi umuduyla birgün..
Biri en onulmaz yaraları sarabilmen duasıyla..
Nasıl olur dediğim sorularımın cevabısın artık.
Hangi acı bana dokunur,kanırtır yaramı söyle?
Nerde yükümün ağırlığını kaldıracak tonlarca ağırlıktaki bedellerin cevapları söyle!!

Şimdi bu gelmediğin yere ellerini gömüyorum.Toprağa basarken ayakların,titreyen kirpiklerinde damlayan suçların vardı etrafıma..
Yüzüme yansıyan her zerrende bir kan lekesi aynaya bakarken utandırıyordu göğe haykırışlarımı.,
Ne zaman sessizliğinde boğulsam sonsuzluğun penceresinden tutunuyordum güneşe,sensizliğimle!

Şimdi bu gelmediğin yere seni gömüyorum sadece..
Seninle geldiğim bu yerden sensiz gidiyorum artık her yere..

Sonsuz uçurumlar,dağlar,taşlar,gökler,denizler..
Sensiz ne varsa az sonra yapmaya hazırım bir asker gibi,kül olup yanacak gibi..

Şimdi gelmediğin bu yere kendimi gömüyorum..
İçimde olan seni öldürüp gidiyorum buradan!
Bir iz bile bırakmadan terkediyorum ikimizi,
Arkama bile bakmadan
Terkediyorum bizi..
Tıpkı senin gibi..


28 Ağustos 2016 Madrid..

O gece gibi her şey. Yıldızlar eşlik ediyordu gecemize, sen ise rüzgarın eşliğinde bir şeyler anlatıyordun. Sokağın başındaki di...